Son yıllarda kadınların sosyal hayatta ve iş hayatında daha fazla rol almaya başlaması ve bu nedenle eğitim, iş kariyeri gibi başka önceliklerin yaşamlarındaki etkisiyle gebelikler ertelenmiş ve anne olma yaşı yükselmiştir. Bu durum anne adaylarını “ileri anne yaşı” kabusu ile karşı karşıya bırakmıştır. İleri anne yaşı gerçekten bir kabus mudur? Sadece bu nedenle bebek sahibi olmaktan vazgeçilmesi doğru mudur?

Yaş ile birlikte kadınların gebe kalma potansiyelinde azalma olur. Bu azalma 40'lı yaşlarda belirginleşir ve gebe kalma olasılığı yaklaşık yarı yarıya azalır. Bu durum bu dönemde doğal yollarla gebe kalma zorluğu yaşayan bazı çiftlerin yardımcı üreme teknikleriyle gebe kalma şanslarının arttırılması ihtiyacını doğurabilmektedir. Bu yaşlarda kendiliğinden veya yardımcı üreme tekniklerinin ek desteğiyle elde edilen gebeliklerde de oransal olarak bazı risklerin artmasına karşın bunların büyük kısmında sağlıklı bir gebelik periyodu ve sağlıklı bir bebek sonucuna ulaşmak mümkündür. Bu dönemde oluşan gebeliklerde daha genç anne adaylarına göre bazı riskler biraz daha artmış olarak karşımıza çıksa da bu döneme özgü ve sadece ileri yaştaki gebelerde görülen sorunlar mevcut değildir. Bu dönemde ortaya çıkan tüm sorunlar genç yaştaki anne adaylarında da görülürler sadece oran biraz daha yüksektir.

İleri yaş gebelik denilince 35 yaş üstü gebelikler anlaşılmaktadır. Elbette ki gebelikte yaşla birlikte bazı riskler giderek artarken belirli bir sınır değer yoktur. Riskler 35 veya 40 yaşından sonra aniden artmaz. Bu dönemde artan en önemli riskler bebeklerde genetik ve yapısal anomalilerdir. Genetik anomalilerin başında da Down Sendromu gelmektedir. Down Sendromu zeka geriliğine neden olan genetik bir anomalidir ve bir tedavisi bulunmamaktadır. Bütün hücrelerimizde yer alan yarısı anneden yarısı babadan gelen genetik materyalin sayısal bir bozukluğudur. Genetik bir anomali olmasına rağmen çok büyük bir kısmı aileden aktarılan genetik problemlerden değildir. Bu nedenle anne ve baba adaylarının ailelerinde hiç Down Sendromu görülmese de bebekte Down Sendromu olma riski mevcuttur. Genel popülasyonda Down Sendromu 600-800 doğumda bir görülürken 40 yaşında yaklaşık 100 gebelikten birinde karşımıza çıkar. Bu yaşta oluşan gebeliklerin dahi %99’unun Down Sendromu olmayacağını unutmamalıyız. Gebelik sırasında yapılan ikili- üçlü- dörtlü tarama testleri veya anne kanından kromozom incelemesi testleri sayesinde Down Sendromu riski araştırılabilirken, amniosentez koryonik villus biyopsisi gibi girişimsel yöntemlerle de kesin olarak bu hastalığın olup olmadığı öğrenilebilmektedir. Bu yöntemlerin hangilerinin kullanılacağı konusunda doktorların size bir önerisi olacaktır ancak bu konudaki son kararı kendi beklentilerine göre aile verecektir. Anne-baba adaylarının gebeliğin başında bu konularda detaylı bilgiyi doktorlarından almaları gebelik ilerledikçe bu konuda karar vermelerini kolaylaştıracaktır.

Anne yaşı ilerledikçe daha yüksek oranda karşılaşılan diğer gebelik problemleri:

Bebekte yapısal anomali

Gebeliğe bağlı oluşan şeker hastalığı

Gebeliğe bağlı hipertansiyon

Çoğul gebelikler

Düşük

Bebekte gelişim kısıtlanması

Erken doğum

Her yaştaki anne adayları için sorun olabilecek bu durumların tespiti ve gerekli yaklaşımların uygulanması için gebelik süresince önerilen doktor muayenelerini ihmal etmemelisiniz. Şüphesiz doktor muayeneleri sizi tüm bu problemlerden her zaman koruyamayacaktır. Ancak bazen erken teşhis ve gerekli yaklaşımın erken olarak yapılması çok etkili olabilmektedir.